Çiftlikköy Mutlu Son
Çiftlikköy Mutlu Son
Turner’ın çevresi her süre güzel bir çenebaz sürüsü tarafınca kuşatılıyordu, Miranda da bazen kendine birlikte rol alan, Çiftlikköy Mutlu Son artık saçları ağarmaya yüz tutmuş dul erkeklere kalmıştı. Miranda’ya gore Leydi Chester, onun kapanına uygun bir koca düşürebileceğine pek ihtimal vermiyordu. Çiftlikköy Mutlu Son Bu nedenle de,
Olivia’yı masada her vakit son aşama varlıklı ve yakışıklı üç insanla oturtuyordu; birisi soluna, birisi sağına ve birisi de karşısına. Miranda başının çaresine bakma mevzusunda ustalaşmıştı. Ne var ki Leydi Chester, planlı etkinliklerinden bir tanesi için eşleştirmeleri şansa bırakmıştı. Bu onun senelik hazine bulma oyunuydu.
Misafirler aramalarını ikili takımlar halinde yapacaklardı ve bütün misafirlerin amacı (doğal ki medeni durumlarına bağlı olarak) evlenmek ya da bir ilişkiye adım atmak olduğu için, her takım bir kadın ve bir erkekten oluşacaktı. Leydi Chester misafirlerinin adlarını kâğıt parçalarına yazmış ve tüm hanım adlarını bir torbaya, adam adlarını da başka bir torbaya koymuştu. Elini bu torbalardan birisine daldırdı. Miranda’nın midesi görenıyordu. “Sör Anthony Waldove ve …” Leydi Chester elini öteki torbaya daldırdı.
Çiftlikköy Mutlu Son
“Leydi Rudland.” Miranda nefesini bıraktı, o ana kadar nefesini tutmakta olduğunun sadece farklıymıştı. Turner’la eşleşmek- Çiftlikköy Mutlu Son veya ondan kaçınmak için – için her şeyi yapardı. “Zavallı annem, ” diye fısıldadı Olivia Miranda’nın kulağına. “Sör Anthony Waldove fazlaca sönük birisidir. Her işi annemin yapması gerekecek.” Miranda parmağını dudaklarına götürerek onu susturdu. “Duyamıyorum.” “Bay William Fitzhugh ve… Hanımefendi Charlotte Gladdish.” “Kiminle eşleşmek istiyorsun?” diye sordu Olivia. Miranda omuzlarını silkti. Eğer Turner’la eşleşmezse, başka kim çıkarsa çıksın fark etmezdi. “Lord Turner ve …” Miranda’nın kalbi artık atmaz olmuştu. ” …Leydi Olivia Bevelstoke. Ne güzel değil mi?
Bu işi beş senedir yapıyoruz ve ilk defa iki kardeşten oluşan bir ekibimız var.” Miranda yeniden nefes almaya başladı, şaşırmış mıydı yoksa rahatlamış mıydı kesin değildi. Oysa Olivia kendi duygularından hiç şüphe duymuyordu. “Ne felaket, ” diye mırıldandı. “Bu kadar adam dururken adam kardeşime takılıp kaldım. Bir daha ne zaman bir beyle birlikte dolaşmama izin verilecek? Bu bir zaman kaybı, söylüyorum sana süre kaybı.” “Daha kötüsü olabilirdi, ” dedi Miranda otoriter bir sesle.
Son yorumlar