Çiftlikköy Masaj Salonu Dilay Hanım

Çiftlikköy Masaj Salonu Dilay Hanım

Yaşamında belli Çiftlikköy Masaj Salonu dönüm noktaları olmuştu, çoğu kendi elinde değildi fakat bu zamanlarda şartlara
bakılırsa  değer verilmesi gereksinim duyulan bir meziyetti. Üniversiteye başladığı yıl ailesi bir iflas
yaşamıştı. Ailesinin el bebek gül bebek büyüttüğü, prenses gibi yetiştirdiği tek kızı ansızın devrik
bir prensese dönüşmüştü. Alışkın olduğu şartların değişmesi, yaşadığı şehir merkezindeki lüks
semtten daha uzak daha mütevazı bir mahalleye taşınmak zorunda olmaları onu en başta çok
etkilemişti.

Önceden erkeklere eğlenilmiş olduğu varlıklar olarak bakarken şimdi bir kurtarıcı, bir prens
aramaya başlamıştı sanki, iyice kırılgan olduğu ve beklentileri dışarıdan beklediği bir süre dilimi
olmuştu yaşamında. Kim bilir yaşamının en önemli seneler bu zamanlar.
Birkaç hayal kırıklığı onu sağlamlaştırmaya ve eskisinden çok daha güçlü olmasına yetmişti. Bu
zamanlarında tanışmış olduğu kendinden yirmi yaş büyük bir adam ona hem sevgili bununla birlikte bir nevi
öğretmen olmuştu.

Bu akşamüstü de iş yerinde onu ziyarete gelecekti. Aslına bakarsak çalıştığı gazetede
yazmasına vesile olan da bu eski sevgilisi İskender’di. Mine ile yolları ayrıldıktan bir süre hemen sonra
şehri terk edip güneye yerleşmişti. Senelerdir görüşmüyorlardı, bir tek özel günlerde birbirlerini
arıyorlardı.

Çiftlikköy Masaj Salonu

Özellikle son iki senedir Mine’nin Fuat ile birlikte olmaya başlamasıyla bu daha da
azalmıştı. Esasen Mine o zamandan beri ortak çevrelerinden kopmuştu. Şimdi ise heyecanlıydı, merak
ediyordu İskender’in gelme sebebini, asla belirsizliklere tahammülü yoktu ve içinden, benimbildiğim
İskender mecburi olmadıkça İstanbul’a gelmez, şaşkınlık, ne oldu acaba? Bana özel bir şey mi söyleyecek
yoksa öylesine mi geliyor, diye geçiriyordu.
Mine misafiri için dağınık olan masasını toparlarken, İskender ofisten içeri girdi.

Eskisine göre
saçları ve sakalları birazcık daha beyazlamıştı fakat şimdi daha sağlıklı İskender’i
görünce uğraştığı şeyleri bıraktı, gülümseyerek onu karşıladı. Mine topuklu ayakkabılara rağmen daha
yukarı uzanarak, İskender de eğilerek yanaktan öpüştüler ve kısa bir süre arkadaşça sarıldılar.
İskender Mine’nin nerede ise iki katıydı.
Geçmişte Mine İskender’in kucağına yatıp, başını omzuna koymayı ve öyle saatlerce kalmayı,
fısıldayarak mevzu çok severdi.

Fakat süre içinde ilişkide kendini bir babanın kızı şeklinde
hissetmeye başlamıştı. Bu da Mine’nin ondan yavaş yavaş uzaklaşmasına sebep olmuştu. Aslına bakarsanız o
kadar yaş farkıyla yürümez diye bakmaya da başlamıştı ilişkiye. Şimdi İskender artan beyazlarına
karşın eskisinden genç.