Çiftlikköy Mutlu Son

Onu iki çay fincanı, üzerinde Alman imparatorluk kartalı olan bir gümüş şekerlik, bir tabak ve Çiftlikköy Mutlu Son  altı Maryland kurabiyesi takip etti. Olaug’un – veya daha doğrusu Schwabe ailesinin – çay fincanları yere çarptığı anda, Stâle Aune fincanını, veya daha doğrusu Oslo Polis Teşkilatı’nın fincanını havaya kaldırdı. Bjarne Møller şişman psikoloğun şişmiş serçe parmağına baktı ve ne kadarının rol ne kadarının şişmiş bir parmak bulunduğunu anlamaya çalıştı. Møller yeni bir toplantı yapılmasını istemişti ve

Aune’dan başka bir tek sualşturmanın başında olanlardan – Tom Waaler, Harry Hole ve Beate Lønn -katılmalarını istemişti. Hepsi de yorgun ve neşesiz görünüyordu. Bunun sebebi hayalet kuryeyi bulma umutlarının yavaş yavaş tükenmiş olması olabilirdi. Tom Waaler TV ve radyodan yapmış oldukları yardım çağrısının neticelarından birazcık bahsetti. Yirmi dört telefon almışlardı, on üç tanesi bir şey olsa da olmasa da sürekli arayan müdavimlerdendi. Diğer on bir telefonun yedi tanesinde belirtilen kuryeler gerçek çıkmıştı.

Çiftlikköy Mutlu Son

Üç telefonda da esasen bildikleri şeyler anlatılıyordu: Öğleden sonra 05:00 yöreı Cari Berners Plass’da bir kurye görülmüştü. Yeni olan şey Trøndheimsveien’den gittiğiydi. İlgilerini çeken tek telefon Camilla Loen öldürüldüğü sıralarda Ullevålsveien’e giderken Sanat ve Teknik Eğitim Okulu’nun önünde sarı ve siyah sporcu kıyafetiyle kask ve gözlük giymiş bir bisikletli gördüğünü söyleyen bir taksiciydi. O gün o saatlerde aslabir kurye şirketi Ullevålsveien bölgesine kurye göndermemişti. Daha sonra Førstemann

Kurye Servisi’nden birisi arayıp St. Hanshaugen’deki teras restorana bir bira içmek için uğramış olduğunı söylemişti. “diğer bir deyişle, elimizde hâlâ bir şey yok, ” dedi Møller. “hemen hemen erken, ” dedi Waaler. Møller başıyla onayladıysa da yüzünden pek de umutlu olmadığı anlaşılıyordu. Aune’un yanı sıra odadaki öteki herkes ilk tepkilerin önemli olduğunu biliyordu. İnsanlar çabuk unuturlar.

“Yetersiz elemanla çalışan şu Adli Tıp Enstitüsü ne diyor peki?” diye sordu Møller.  “insanın kimliğini tespit etmemize yardımcı herhangi bir şey bulmuşlar mı?” “Maalesef hayır, ” dedi Waaler. “öteki tüm otopsileri bir kenara bırakıp bizimkilerle ilgilenmelerine karşın hâlâ bir şey bulmuş değiller. Ne sperm, ne kan, ne de saç örneği, hiçbir şey yok. Katilin bıraktığı tek fiziksel iz mermi izleri.” “İlginç, ” dedi Aune. Biraz buruk bir şekilde Møller neyin bu kadar ilginç olduğunu sordu. “İlginç çünkü kurbanlarıyla cinsel bir temas kurmuyor, ” dedi Aune. “Bu da seri katiller için pek de alışılmış bir konum değil.” “kim bilir bunu cinsel dürtülerle yapmıyordur, ” dedi Møller